Hatme-i Hacegan

Hatme-i Hacegan

SORU: Hatmi Haceganın sünnette yeri olmadığı söylenmektedir. Bu iddianın doğruluğu nedir? 

CEVAP: Hatme-i Haceganın sünnetteki delili:
Hatm-i hâcegân Nakşbendiyye tarikatında toplu zikre verilen addır. Asr-ı saadette bizzat Hz. Peygamberin toplu zikir yaptırdığını gösteren rivayetler vardır. Ahmet bin Hanbel, Şeddat bin Evs’ten(r.a.) sahih bir hadis-i şerif kaydı ile şöyle rivayet eder: “Biz Rasulullah’ın (s.a.v) huzurunda idik, O:
-“Aranızda hırıstiyan, yahudi ya da şeriatın esrarına vakıf olmayan yabancı birisi var mı?” deyince , biz de:
-“Yoktur ey Allahın elçisi” dedik.
Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) Efendimiz kapının kapatılmasını emretti ve :
-“Ellerinizi kaldırın ve Lâ ilahe illallah deyin.” buyurdular.
Bunun üzerine ellerimizi kaldırdık ve “Lâ ilâhe illallah” dedik. Sonra Hz. Peygamber Efendimiz:
-“Allah’a hamdolsun. Ya Rabbi, Sen Beni bu kelime ile gönderdin, Bana bunu emrettin ve onda bana cenneti vaad ettin. Sen vaadinden dönmezsin.” dedi. Sonra da şöyle buyurdu:
-“Sevinmez misiniz? Allah sizin hepinizi affetti.” buyurdular.  (Hadis-i Müsned, IV, 124)

Bu hadisi şerifte buyurulduğu gibi insanların tevhit veya başka İlahî isimlerle zikretmek üzere bir araya gelmeleri sünnette aykırı değildir. Peygamber Efendimizin; “İçinizde yabancı var mı?” buyurması ise, zikir halkasının içinde bulunanların aralarında yapacakları işi yadırgayacak bir kimsenin bulunup bulunmadığının kontrolü içindir. Bu da Hatme-i Hacegana ehil olmayan yabancıların içeri alınmamasının delilidir.

Toplu zikrin asr-ı saadetteki bir başka örneği ise, Ebû Saîd el-Hudrî’den gelen bir başka rivayette ifade edilmektedir. Bu rivayete göre Allah’ın Rasûlü bir gün halka şeklini almış bulunan bir sahabe topluluğunun yanına yaklaşır. Onlara niçin böyle oturduklarını sorduğunda onlar: “Kendilerine başta İslam olmak üzere pek çok nimetler veren Allah’ı zikretmek için bir araya geldiklerini anlatırlar. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz tekrar:
-“Siz gerçekten sadece Allah’ ı zikretmek için mi toplandınız?” diye ısrarla sorduğunda Sahabîler:
-“Vallahi sadece bu maksatla bir araya geldik.” diye yemin ettiler.
Bunun üzerine Hz. Peygamber:
-“Israrla sormam sizi itham ettiğim için değildi. Cebrail bana: “Allah’ın sizlerle meleklerine karşı iftihar ettiğini haber verince ben de sizin tam olarak ne ile meşgul olduğunuzu anlamak istedim.” buyurdular.
(bk. Müslim, Zikir, hadis: 2701)

Arifler yolunun Edeblerin de ise ;

Hatme, cemaat ile toplu hâlde yapılan bir halka zikridir. Kur’an ve sünnette övülen ve teşvik edilen zikir çeşitlerinden birisidir.

Kur’an-ı Hakim’de sabah akşam dua, ibadet ve zikir edenlerle beraber bulunmaya şöyle teşvik edilmiştir:

“Resûlüm! Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını isteyerek dua (ibadet ve zikir) edenlerle birlikte bulunmaya candan sabret. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme.”22

Bu ayet indiği zaman Resûlulah (s.a.v) Efendimiz, bu kimseleri araştırmak için mescide çıktı. Mescitte zikreden bir topluluk buldu. Bunlar elbiseleri eski fakir ve garip Müslümanlardı. Onları görünce hemen yanlarına oturdu ve: “Ümmetim içinde benim kendileriyle birlikte olmamı emrettiği kimseleri yaratan Allah’a ham dolsun.” Buyurdu.23

Bu ne büyük bir tevazu ve edep örneğidir. Elbette Allah Resûlü (s.a.v) Efendimiz, kendileriyle birlikte olması emredilen kimselerden her yönüyle üstündü. Fakat, Yüce Allah bu emirle önce onların oluşturduğu zikir meclisinin faziletini gösterdi. Sonra, Efendimizin (s.a.v) yüksek tevazusunu bize gösterip kendisini örnek almamızı istedi. Ayrıca Efendimizin (s.a.v) onların içlerinde bulunup kendilerini şereflendirmesi ve onlara feyiz vermesi için bu emri verdi.

Bir rivayette, Efendimiz (s.a.v), mescitte zikredenlerin yanına gelerek: “Sizin üzerinize Allah’ın rahmetinin indiğini gördüm; ona sizinle ben de ortak olmak istiyorum.” Buyurdular ve halkaya oturdular.24

 Rasululah (s.a.v) Efendimiz, bir defasında:

“Cennet bahçelerine uğradığınızda, oralardan çokça istifade edin.” buyurdu. Ashab-ı Kiram: “Cennet bahçeleri neresidir?” diye sorduklarında, Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz:

“Zikir halkalarıdır.” buyurdu.25

Yine Efendimiz (s.a.v), mescitte halka şeklinde toplanmış bir grup ashabının yanına uğradı. Onlara:

“Burada ne yapıyorsunuz? ” diye sordu. Halkadakiler:

“Allah’ı zikrediyoruz, bizi İslam’a ulaştırdığı ve ihsanlarda bulunduğu için O’na hamd ediyoruz.” Dediler. Efendimiz (s.a.v) onlara:

“Allah için soruyorum, siz gerçekten bunun için mi oturdunuz?” diye sordu; Sahabeler:

“Vallahi biz ancak bunun için oturduk.” dediler. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v):

“Yanlış anlamayın, ben sizi suçlamak için yemin etmenizi istemedim. Ben sizin asıl niyetinizi öğrenmek ve size şu müjdeyi vermek için geldim. Bana Cibril geldi ve haber verdi ki: Allah sizinle melekleri yanında övünmektedir.”26

Şu müjde de önemli:

“Herhangi bir topluluk sırf Allah rızası için toplanıp Allah’ı zikrederse, görevli bir melek semadan onlara şöyle seslenir: “Günahlarınız affedilmiş olarak kalkın, hiç şüphesiz günahlarınız iyiliğe çevrildi.”27

İşte halka şeklinde yapılan Hatme-i Hacegan da bu övülen zikir çeşitlerinden birisidir. Görüldüğü gibi halka hâlinde cemaatle zikir yapmak övülmüş fakat halkada ne okunacağı konusunda bir şey belirtilmemiştir. Bunun için, zikir sayılacak şeylerden ne okunsa zikir yapılmış ve bu müjdeye ulaşılmış olur. Hatmede okunan zikir ve dua çeşitleri de sünnet-i seniyyeden alınmıştır.

Hatmeyi bugünkü usul üzere Abdulhâlik Gücdevani Hz.leri tertip etmiştir. “Hatm-i Hâcegân” diye de anılır. Hâcegân, ulu zatlar, efendiler, büyük hocalar demektir. Hatm-i Hâcegân büyük velilerin tertip, talim ve tatbik ettiği hatim demektir.

Bu zikre hatim ve hatme denmesinin bir sebebi şudur: Bu yolun büyükleri müridleri ile bir meclis kurduklarında toplantıyı bu zikirle bitirirlerdi. Onlara has bir uygulama olarak bu zikre “Hatm-i Hâcegan” denmiştir.

Bu zikirlere hatim denmesinin bir diğer sebebi, içinde okunan Fatiha ve İhlasların hatim sevabına denk olmasındandır. Çünkü Resûlullah (s.a.v) Efendimiz, ihlas sûresini üç defa okuyan kimsenin Kur’an’ı bir kere hatmetmiş gibi sevap elde edeceğini müjdelemiştir.28 Büyük hatmede toplam bin defa İhlas sûresi okunmaktadır. Bu da üç yüz otuz üç (333) Kur’an hatim sevabına denktir. Onun için büyükler bu zikre çok önem vermişlerdir. Öyle ki çok ciddi bir hastalık ve ağır yolculuk hâlleri hariç, bütün ömürleri boyunca bu zikri hiç aksatmamışlardır.

Hatme Nakşibendî yolunun büyüklerinin tercih ve tatbik ettiği usul üzere yapılır. “Büyük Hatme” ve “Küçük Hatme” olmak üzere iki kısımdır.

KISSA: En Şerefli Meclis

Hz. Resûlullah (s.a.v) Efendimiz, toplanıp halka hâlinde zikir yapanların meclisini şöyle övmüştür:

“Bir topluluk oturur da Allahu Teala’yı zikrederlerse, muhakkak onların etrafını melekler sarar, onları ilahi rahmet kaplar, üzerlerine sekinet iner, Allahu Teala onları, huzurundaki melekleri yanında anar.30.

Bir defasında Efendimiz (s.a.v) zikir için toplanan bir halkaya uğradı ve:

“Ümmetim içinde benim kendileriyle birlikte olmamı emrettiği kimseleri yaratan Allah’a ham dolsun.”.31 buyurarak aralarına oturup onları şereflendiler.

O günkü Müslümanların ilim ve zikir meclisini saadetli vücudu ve cenneti süsleyen kalb-i şerifi ile şereflendiren Efendimiz (s.a.v), daha sonra bu emaneti koruyan, Allah için halka kuran, oturup Yüce Allah’ı zikreden, kendisinin tek mirası olan ilmi öğrenen kimseleri de yalnız bırakmaz. Allahu Teala’nın izniyle bu garib ümmetini de rûhâniyeti ile şereflendirir; sevgisi ve duası ile destekler.

Gavs-ı Bilvânisî (k.s) hatmedeki bu sır ve şeref hakkında şöyle sohbet buyurmuştur:

“İnsanlar, bir araya gelip hatme/zikir yapmanın faziletini bilselerdi, hasta ya da sakat olsalardı bile yine de sürünerek hatmeye gelirlerdi. Çünkü hatmenin manevî reisi Hz. Rasûl-i Ekrem (s.a.v) Efendimizdir. O, bu meclislere manen teşrif buyurur ve oradakilerin dileklerini Allahu Teala’ya ulaştırır. Efendimizin (s.a.v) ilahi huzura arzettiği şeyler geri çevrilir mi?”

Arifler Yulunun Edepleri – S. Muhammed Saki Haşimi

Elhamdu lillâhi Rabbi’l-âlemîn. Elhamdu lillâhi hakka hamdihî ve senâihî vessalâtu vesselâmu alâ hayri halkıhî Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn.

Allahumme belliğ ve evsil misle sevâbi hâzihil-hatmeti’ş -şerîfeti’l-mubâreketi, ba’del- kabûli minnâ bi’l fadli ve’l keremi, hediyeten minnâ vâsileten ilâ ravdati menbai-s’sıdkı ve’ssefâ eşrafil verâ, hazreti Seyyidinâ Muhammedini’l Mustafa (Sallallahu aleyhi vesellem ve ilâ rûhi)).

*Küllin min âlihî ve evlâdihî ve ezvâcihî eshâbihî ve etbâihî ve zürriyâtihî ve muhâcirihî ve ensârih (Rıdvânullâhi Teâlâ aleyhim ecmain ve ilâ rûhî).

*Küllin min sâdâti silsileti’t tarîkati’l-âliyyeti’n-Nakşibendiyyeti, ve’l-Kâdiriyyeti, ve Sühreverdiyyeti, ve’l-Çeştiyyeti, ve’l-Kübreviyye (Kaddesallahu Esrârahum Ecmaîn ve ilâ rûhi)

*Şeyhinâ ve melâzinâ ve kıdvetinâ ve imâminâ ve imâm’i-tarîkati zi’l-feydi’l-cârî ve’n-nûri’s-sârî, eş-şeyh behâi’l-hakkı ve’l-hakîkati ve’d-dîn hazreti eş-şeyh Muhammedini’l-Üveysiyyi’l-Buharî, el-mağrûfi bi-Şâh-ı Nakşibend (Kaddesallahu sırrahu ve ilâ rûhi).

*Menbai’l-meârifi ve’l-kemâli seyyidi’s-sâdâti es-seyid Emir Külâl (k.s.a.).

*El mukbili aleyke ve limâ sivâke’n-nâsî, Eş-Şeyh Muhammed Bâbâ’s-Semmâsî (k.s.a.).

*El vâlihî fî muhabbeti mevlâhu’l-ğaniyyi, El-ma’rûfi bi hazreti Azîzân Hâce Aliyyi’r-Râmîtenî (k.s.a.).

*El mu’ridi anil murâdi’d-dünyeviyyi ve’l-uhreviyyi hazreti Eş-şeyh Mahmûdini’l İncîr Fağnevî (k.s.a.).

*El Mutessellihi anil hicâbi’l-beşeriyyi, hazreti Eş-şeyh Ârifi’r-Rivegerî (k.s.a.).

*Kutbi’l-evliyâi ve burhâni’l-esfiyâi kâmii’l-bid’ati muhyi’s-sünneti, şeyhi’l-meşâyihi, Mevlânâ Hazreti Eş-şeyh Abdulhâlık’l-Gucdüvânî (k.s.a.)

*Kutbi’l-hakkânî el-ğavsi’s-samedânî Eş-şeyh Ahmedü’l-Fârûkî es-Serhendî el-ma’rûfi bi’l-İmâmi’r-Rabbânî el-Müceddidi elfi’s-sânî (k.s.a.).

*Kutbi dâireti’l-irşâdî ğavsi’s-sakaleyni ale’s-sâdâdi es-sâiri fillâhi er-râki’s-sâcidi zi’l-cenâheyni Diyâüddîn, Mevlânâ Hazreti Eş-şeyh Hâlid (k.s.a.).

*Menbai’l-hılmi ve nûri’z-zelâm, el-hâdi beyne’l-aşâiri ve’l-akvâmi sirâciddînillezî zahera min halefi seyyidi’l-enâm Mevlânâ Hazreti Es-seyyîd Abdullah (k.s.a.).

*Şeyhine’l-ğayrullezî bihî netebâha’l-vekûri kutbi’l-irşâdi ve’l-medâri, Şihâbiddîn, Mevlânâ Hazreti Eş-şeyh, es-Seyyid Tâhâ (k.s.a.).

*Sultâni’l-küberâi’l-mütekaddimîne kıdveti’l-küberâi’l-müteahhirîne ğavsi’l-âmmeti ve’l-hâifîn kutbi’l-eimmeti ve’s-sâlikîne muğîsi’l-musteğisîne mûnisi’l-ğurabâi ve’l-âşikîn, Şeyhine’l-Kâmili’l-Mükemmili’l-üveysiyyî, Mevlânâ Hazreti Eş-şeyh es-Seyyid Sibğatullâhi’l-Arvâsî (k.s.a.).

*Sultâni’l-ârifîn, kutbi’l-aktâbi’l vâsılîn, el müteşerrifi bi’l fenâi’l-mutlak, mürabbi’s-sâlikîne ilâ rabbihim ale’l vechi’l-ehak, nâsiri’ş-şeriati’l-ğarrâi, Kâmiı’l-bid’atid-darrâi müceddidi âsâri’s-selefi vettâbiîne ve mumehhidi bünyâni Tarîkati’l-Halefi ve’l-lâhikîne el-mutasarrifi Ale’l-itlâkı’l-lezî Lem yüra lehû nezîrun ba’det tefehhusifi’l-âfâki Kâtiın nisbeti ani’l-mubtedit-TÂĞÎ Mevlânâ şeyhine’l-kâmili’l-Mükemmili, Hazreti Eş-şeyh Abdurrahmâni’t Tâhî (k.s.a.).

*Şeyhi’ş-Şerîati ve şehbâzi’t-tarîkati ve burhâni’l-hakîkati, el-fânî Fillâhi ve’l-Bâkî Billâh, el-Mu’tasımi bi-Hablillâh, şeyhine’l-kâmili’l-mükemmili, mevlânâ hazreti eş-Şeyh Fethullâh (k.s.a.).

*Câmii kemâlâti’l-evliyâi’l-evvelîne ve mecmei’l-âdâbi ve füyûdâti’l âhirîn, umdeti’l-İslâmi ve müslimîn, umûdi’l-meşâyihı bi-ecmeıhim ve’s-sâlikîn, dav’i’s-semâvâti vel aradîn, sirâci’l-milleti ve’d-dîn, kehfi’d-duafâi ve’l-mesâkîn, kutbi’l-eimmeti ves’salikîn, Sultâni’l-âşikîn, şeyhine’l-Kâmili’l-mükemmili mevlânâ hazreti eş-Şeyh Muhammed Diyâuddîn (k.s.a.).

*Vârisi makâmâti’l-evliyâi ve’l-ârifîn, imâmi’l-mü’minîn, umdeti’l-âbidîne ve’s-sâlikîn, muzhiri’ş-şeriâti’l-ğarrâi muhyi’t-tarîkati’n-Nakşibendiyyeti’l-beydâi el-mutesellihi ani’l-hıcâbi’l-insiyyi el-hâzini li’s-sırri’l ma’neviyyi, Mevlânâ şeyhine’l-kâmili’l-mükemmili, hazreti eş-Şeyh Ahmed el-Haznevî (k.s.a.).

*Sultâni’l-câzibîn, nûri hidâyeti’l-vâsılîn, kutbi’l-ferdi li’l-âlemîn, nâşiri’l-mesleki’l-Ahmediyyeti fer’i’ş-şecerati’l- Muhammediyye, pîri’t-tarîkati’n-Nakşibendiyye, sâhibi’s-seciyyeti’l-mahmûdiyye, es-sâkî min hıyâdi’l-bahâiyye, nâsibi’l-a’lâmi’d-diniyye, muhyi âsâri kübbâri’s-selefi ve’t-tâbiîn, matlai’l-himemi bi’l-yakîn, menheci’s-seâdeti li’l -musaddıkîne mevlânâ şeyhine’l-kâmili’l-mükemmili’l-Bilvânisî hazreti Eş-şeyh Seyyid Abdulhâkîm El Hüseyni (k.s.a.).

*Sultân’il müslimîne ve’l-müstecirîne ve tâci’l-mensûrîne ve muhibbi’l-mahbûbîn, ve müşâri’l-müsteşerîn, ve irşâdi’l -mürşidin, ve sırri’s-sâdıkîne bi-hidâyeti Rabbi’l-âlemîn, el-fâtihı künûze’l-ilmi ve’d-dîn, el-müstekırri bi’ş-şerîati’l -ğarrâi muhyi’t-tarîkat’n-Nakşibendiyyeti’l-beydâi, şeyhine’l-kâmili’l-mükemmili’l-Bilvânisî, Mevlânâ hazreti eş-Şeyh, es-Seyyîd Muhammed Râşidi’l-Hüseynî (k.s.a.).

*Mecmai âmâli’l-müslimîn, kutbi’l-fâizîn, sikati’l-müttekîn, vesileti’l-mütevekkilîn, sâhibi’s-sehâveti ve’l-kerâmeti li’l-âlemîn, kesîri’l-muhabbeti li’l-mütevâdiîn, sahibi’ş-şerîati ve tarîkati’n-Nakşibendiyye, Mevlâye ve şeyhî ve seyyidî ve senedî ve menbihî temessükî ve aleyhi i’timâdî ve bihî iftihârî ve minhu istimdâdî kurrati aynî şeyhine’l-kâmili’l-mükemmili’l-Bilvânisî, hazreti Eş-Şeyh, es-Seyyid Abdülbâkî el-Hüseynî (K.S.A)

*Küllin mine’s-sâdâti ve’l-hulefâi ve’l-mürîdîne ve’l-muhibbîne ve’l-mahbûbîne ve’l-mensûbîne ve’l-müntesibîne ilâ hâzihi’t-tarîkati’l-âliyeti ve sâiri’t-turuk.

*Allâhummec’al misle sevâbihâ mektûben fî sahîfeti a’mâli küllin, ver-fa’bihâ derecâti küllin, ve a’li bihâ fî a’lâ ılliyyîne menzileti küllin ve zidnâ bihâ muhabbeten ınde cenâbi küllin ve efid aleynâ min berakâti küllin, ve etmim lenâ sülûke hâzihi’t-tarîkati’l-aliyyeti, ve veffiknâ limerdâti şeyhinâ ve imtisâli evâmirihî ve’ctinâbi menâhîh.
*Allâhümme’rzukne’l-bekâ bike, ba’del fenâi fîke alâ kıdemi sâdâtine’s-sâlikîne fîhâ.

*Allâhümmeğfir lenâ hatâyânâ veclibnâ ilâ mehabbetike bi mehabbeti evliyâike, verzukne’t-tevfîka ve’l-istikâmete alâ dînike ve tâatike birahmetike yâ erhamerrâhimîn. (âmin ve’l-hamdü lillâhi Rabbil âlemîn).

    HATME DUASI (Türkçe Meali):

Rahmn ve Rahîm Allâh’ın ismiyle

     Hamd alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Salat ve selam mahlukların en hayırlısı Muhammed(S.A.V.)e ve O’nun âline ve ashabına (arkadaşlarına) olsun.

 1- Ey Allah’ım (C.C.) bu mubarek hatme-i şerifi bizden kabul ettikten sonra, doğruluğun ve safanın (gönül temizliğinin) kaynağı Ravda-i   Mutahhara’da(Kabri Şerif’de) bulunan, vesilemiz, verâ (haramlar ve şüphelilerden sakınış) sahiplerinin en şereflisi efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya(S.A.V.) sevapların mislini bizden bir hediye olarak erdir ve ulaştır. O’nun âline(aile fertleri) ve eshabına, evlatlarına, zevcelerine, mü’minlere ve nesline, muhacir ve ensarın (Rıdvanullahi aleyhim ecmeîn.) ruhlarına ulaştır.

    2-(Ey Rabbimiz) yüce Nakşibendi Tarikatının silsilesindeki sadatların ve Kadiri, Sühreverdi, Çeştiye ve Kübreviye tarikatlarında ki sadatların da (Kaddesallahu esrarahum ilâ ervâh) Allah onların ruhlarının sırlarını kudsi kılsın.

 3-Şeyhimiz, melâzimiz(yaşadığı zamanda ki taliblerini kayıran), örnek edindiğimiz, imamımız, tarikatın imamı,   cari feyz ve sari nurun sahibi, ârif, hak ve hakikatları süsleyen, Hz. Şeyh Muhammed Buhari Üveysi Nakşibend’in (ruhuna ulaştır). (K.S.).

 4- Marifetlerin  kaynağı, Sadatların olgun seyyidi, Esseyyid Emir Külal ( hz. ruhuna erdir) (k.s.)

 5- Masivadan arınmış, insanları Hakka yönlendiren gönül eri Şeyh Muhammed Baba Semmasi ( Hz. ruhuna) (k.s.)

 6- Allah’ın dostu, Gani Mevlasının  muhabbetinde ma’rûf, Azizan hoca  Aliyyirrâmitenî (hz. ruhuna).(k.s.)

 7- Dünya ve ahret arzularından yüz çevirmiş,Mahmud İncirî Fağnevi(hz.ruhuna).(K.S.) 

 8- Beşeri perdelerden sıyrılmış, şeyh Ârif Rivgerî (hz.ruhuna). (K.S.)

 9- Velilerin kutbu, esfiyanın delili, Bid’atin(dinde yenilik yapmak) tepesine darbe indiren, sünneti canlandıran, şeyhlerin şeyhi Abdulhâlık Gucdevanî( hz. ruhuna). (K.S.)

  10- Hakkani Kutup, Samedâni (İmamı Rabbani hz. lutfedilmiş ulvi bir makam) Gavs, Faruki(Hz. Ömer neslinden) şeyh olarak bilinen, Rabbâni İmamlık derecesine ermiş 2. binin Müceddidi (unutulan sünnetleri yeniden hayata geçirerek bid’atleri tepeleyen, Tarikatın şeriattan ayrı olmadığını, ancak onu hayata tatbik etmekten ibaret olduğunu izhar eden. ) Şeyh Ahmed Serhendî( hz. ruhuna) (K.S.).

11- İrşad dairesinin kutbu, Allah’a doğruluk üzere sülûk edip, ruku ve secde eden insan ve cinlerin gavsı, zahir ve batın ilminin alimi, dinin ışığı, efendimiz, Şeyh Halid( hz. ruhuna) (k.s.)

12- Hilmin kaynağı, karanlıkların nûru, kavimlerin ve aşiretlerin arasını doğruluğa yönlendiren, seyyid ehalisinin halefinden zuhur eden, dinin feneri, efendimiz Seyyid Abdullah(hz. ruhuna) (k.s.)

13- Müntesiplerini kayıran şeyhimiz, O ki, nefisleri vakurla uyaran, irşad edenlerin kutbu medarı, dinin kayan yıldızı, Efendimiz Şeyh Esseyyid Tâhâ (hz. ruhuna). (k.s.)

14- Önde ilerleyen büyüklerin sultanı(zamanında ki), kendisinden sonra gelen büyüklerin örnek edindiği, (Allah’tan) korkanların genelinin gavsı, sülûk eden imamların kutbu, nefsi ile güreşenlerin ustası, garib âşıkların dostu, kamil ve mükemmil(olgulaştıran) üveysi şeyhimiz, efendimiz, Eşşeyh Esseyyid Sıbğatullahi Arvasi hazretlerinin(ruhuna (k.s)

15– Âriflerin sultanı, Hakk’a vasıl olan kutupların kutbu, tam fena ile şereflenen, Rablerine sülûk edenleri Hakka yönlendiren, parlak şeriatin yardımcısı, zarar verici bid’atların tepesine darbe indiren, Büyük Selef ve Tabii’nin eserlerinin yenileyicisi(Yani; unutulan sünnetleri hayata geçiren), tarikat binasının esaslarını tanzim eden,  (manevi) boşluk üzere bulunanı keşfettikten sonra, ona afakta nazar edip tasarruf eden, azgın bid’atçilerden nisbeti kesen, efendimiz, olgun ve olgunlaştıran şeyhimiz, Eşşeyh Abdurrahmanı Tahi hz. nin (ruhuna). (k.s.)   

16- Şeriatin şeyhi tarikatın şehbazı, hakikatın bürhanı(delili), Sülûkta(Manevi ilerlemede) fena ve beka makamına eren, Allah’ın ipine(Kur’an’a) sarılan, kamil ve olgunlaştıran şeyhimiz, efendimiz Eşşeyh Fethullah hazretlerinin (ruhuna (k.s.)

17- Evvelki evliyaların kemâlatını taşıyan, sonrakilerin feyzlerini ve edeplerini toplayan, Müslümanların (kuvvet vesilesi) direği, şeyhlerin ve saliklerin toplamının direği, göklerin ve yerin ışık vesilesi, din ve milletin lambası, zayıfların ve miskinlerin sığınağı(yaşadığı zamanda onlara yardım eden), sülûk eden saliklerin kutbu aşıkların sultanı kamil ve mükemmil şeyhimiz efendimiz, Eşşeyh Muhammed Diyauddin (haz.nin ruhuna) (k.s.)

18- Evliyaların ve Âriflerin makamlarının varisi, mü’minlerin imamı, abidlerin ve saliklerin dayanağı, parlak şeriati zahire çıkaran ve beyaz Nakşibendi Tarikatini canlandıran, beşeri perdelerden sıyrılan(ruhanileşen), mânevi sırların hazinesi, efendimiz, kamil ve  olgunlaştıran şeyhimiz, Eşşeyh Ahmedül- Haznevi hz.nin(ruhuna) (k.s.).   

19- Cezbe sahiplerinin sultanı, hidayete erenlerin nuru, alemlerin Ferdî kutbu, Ahmediye mesleğinin neşredicisi, Muhammedî ağacın dalı, Nakşibendi Tarikatinin piri, Mahmûdî karakterin sahibi, Bahaddin-i Buharî havuzundan su dağıtan, dinî bayrağı diken,  Selef büyüklerinin ve Tabiinin eserlerini canlandıran, seadet yolunu tasdik edenlere, himmet ederek yakîn(nûru)ile doğan,şeyhimiz, efendimiz, kâmil ve mükemmil(olgunlaştıran) Eşşeyh, Esseyyid Bilvanisli Abdulhakim Elhüseyni (hz. ruhuna (k.s.).

20- Müslümanların ve  müstecirin’in(Allah’a sığınmak isteyenlerin) sultanı, ve mensûrîn’in(Allah’tan yardım görenlerin) tâcı, sevenlerin seveni, istişare etmek isteyenlerin danışmanı, mürşidleri irşad eden, alemlerin Rabbinin hidayeti ile sadıkların sırrı, din ilmi hazinelerinin fatihi, Nakşibendi Tarikatını ve parlak şeriat ile istikrar bulmak isteyenleri canlandıran, Bilvanisli kâmil ve mükkemmil (olgunlaştıran) şeyhimiz, efendimiz Eşşeyh, Esseyyid Muhammed Râşid (hz.nin ruhuna)k.s.).

21- Müslümanların ümitlerini toparlayan, feyizlenenlerin kutbu, müttekîlerin (günahtan sakınanların) sözüne güvendiği, Allah’a güvenenlerin vesilesi, cömertlik sahibi ve alemlerin kerameti, tevazu sahiplerine muhabbeti çok olan, şeriatin ve Nakşibendi Tarikati’nin sahibi, efendim, şeyhim, seyyidim ve senedim, ve kendisine tutunduğum, O’na itimat ettiğim, kendisiyle övündüğüm, kendisinden dua istediğim, gözümün aydınlığı, Bilvanisli kâmil ve mükemmil şeyhimiz, efendimiz, Eşşeyh, Esseyyid Abdulbâkî Elhüseynî, (ruhuna(k.s.). 

  22- Bu tarikatin ve diğer tarikatlerin bütün sadatlarının ve halifelerinin, müridlerinin, sevenlerinin, mensuplarının ve müntesiplerinin(bağlılarının), ( ruhlarına bu sevapları ulaştır ey Rabbimiz). 

  23- Allah’ım bu (hatmeden hasıl olan) sevapların bir mislini de amel defterlerimize yazılmasını kıl, onunla(hatme vesilesi ile) dercelerimizi yükselt. Onunla A’layi İlliyyin’ de ki menzile yücelt. Onunla katında muhabbetimizi arttır. Bereketlerinin hepsinden artırarak bize ulaştır. Bu yüce tarîkatte sülûkumüzü(manevi ilerlememizi) tamamla. Bizi hastalıktan hayra ulaştır. Şeyhimizin emirlerine uygun kıl. (emirlerine itaatkâr kıl) Yasaklarından çekindir.

      Allah’ım bizi fenadan  sonra Beka (makamı) ile rızıklandır. Bizi sadatlarımızın kendisinde sülûk ettikleri ayak üzere kıl.  Allah’ım günahlarımızı bağışla, bizi muhabbetine ve dostlarının muhabbetine cezb et. Bizi tevfikınla(yardımınla) ve istikametle rızıklandır. Dinin üzere taatinle(emrine uygun ) kıl. Birahmetike yâ Erhamerrahimîn. 

HATME-İ HACEGÂNIN FAZİLETİ
1. Hatmeye 25 Estağfirullah çekerek başlamak Kur’an’ı Kerim’de geçen 25 peygambere tekabül ediyor. Onun için 25 Estağfirullah çekiyoruz.
2. Başlarken 7 Fatiha okumanın sebebi: Fatiha anahtardır. Her bir Fatiha 7 kat semanın kapılarını bir bir açar. En son katta kabul dergâhı vardır. Orada yapılan amel zikir her bir kapıdan bir bir geçerek kabule mazhar olur.
3. Salavat-ı şerife başta 100 sonda 100 olmak üzere 200 adettir. Rasulullah Efendimiz (S.A….V.) buyuruyor ki: Bana günde 200 adet salavat-ı şerife getirene şefaatim vacip olur. Hatmeye giren herkes bu şefaate mazhar olur.
4. 1000 ihlas okumanın sebebi: Bir ihlas okuma Kur’an’ın üçte birine, 2 ihlas üçte ikisine, 3 ihlas ise tamamına denktir. 1000 ihlas okumak da 333 hatim sevabı kazandırır.
5. Elemneşrahleke suresini okumak: Bir insan günah işlediğinde, şeytan-ı lain o insanın kalbine 79 düğüm atar. Her bir İnşirah suresi o düğümleri tek tek çözer. O gün şeytan lain hatme yapanın kalbine giremez, kalpler temizlenir.
6. Ya Baki Entel Baki demenin sebebi: Allah dostları Bekabillah makamındadır. Sofilerin de o makama ulaşmaları için Allah (C.C.)’nün Baki ismini zikrettiriyorlar.
7. Sonunda okunan 7 Fatiha’nın sebebi: 7 kat siccine kilit olur, kilitler. Yani yerin dibinde yapılan ameller siccine gitmesin diye.
Gavsul Azam Abdulhakim Hz. (k.s.) buyuruyor ki: Rasulullah (SAV) bana dese ki sofilere hangi ameli tavsiye edersin? Ben de derim ki HATME-İ HACEGÂNI tavsiye ederim.
Allah (c.c.) yapılan bütün amellerimizi kabul etsin. (Amin)